CategoriesMakale

Süt Sığırlarında Süt Yağını Etkileyen Faktörler

Sütün ana bileşenleri su, yağ, protein, laktoz ve mineraller olup süt yaklaşık %88.32 su, %4.52 karbonhidrat, %3.22 protein, %3.25 yağ, %0.69 kül içermektedir (USDA-ARS, 2004). Sütün kompozisyonunu pek çok faktör etkilemekte olup (Schwendel et al., 2015) süt verim ve bileşimini etkileyen faktörleri iki ana gruba ayırmak mümkündür.

Bunlar; I. Genetik yapı ya da ırk,

II. Diğer faktörler A. Besleme ile ilgili faktörler B. Besleme dışındaki faktörler

Süt yağ ve protein varyasyonunun yaklaşık %55’inin genetik yapıdan, %45’inin ise diğer faktörlerinden kaynaklandığı ifade edilebilir (Schroeder, 2012).

Bazı ırklarda süt yağ, protein ve laktoz muhtevaları ile protein / yağ oranları (Schroeder, 2012).

IrklarYağ, %Protein, %Laktoz, %Protein/Yağ oranı
Jersey4.93.84.70.78
Holstein3.73.24.70.87
Brown Swiss4.13.54.80.85
Ayrshire4.03.34.60.83
Guernsey4.73.64.80.77
  1. Beslemeyle ilgili faktörler

Süt yağ yüzdesi ile rumen asetik ve bütürik asit konsantrasyonları arasında pozitif, propiyonik asit konsantrasyonu arasında ise negatif bir ilişki mevcuttur. Süt yağ yüzdesindeki değişimin %60’ı rumende propiyonat konsantrasyonunda oluşan değişmeler sebebiyle olmaktadır. Rumen fermantasyonu, pek çok faktör tarafından etkilenmektedir. Bu faktörler esasen rumende asetat/propiyonat oranı üzerine etkili olan faktörlerdir. Bunlar, kaba/kesif yem oranı, karbonhidrat kaynağı ve tipi, rasyonun fiziki formu, hammaddelerin işlenmesi, yemleme sıklığı ve metodu gibi unsurlardır.

Yem tüketiminin artması, süt protein muhtevasının %2-3 oranında artmasına neden olabilmektedir (Gabriella ve Virginia, 2007; Looper, 2012; Schroeder, 2012). Bu artışın pozitif enerji dengesinden ileri geldiği düşünülmektedir. Süt sığırları pik süt verimine laktasyonun ilk 50-60 günü, pik kuru madde tüketimine ise laktasyonun 3. ayı içerisinde ulaşmaktadırlar (Sevgican, 2001; Gabriella ve Virginia, 2007). Yüksek verimli süt sığırlarının günlük kuru madde tüketimi canlı ağırlıklarının %3.5-4’ü arasındadır (Schroeder, 2012). Eğer hayvanın günlük kuru madde tüketimi bu değerden düşük seviyelerde seyrederse kuru madde içeriğine göre düzeltilmiş süt verimi daha düşük olur. Erken laktasyon döneminde yem tüketimindeki artış hayvanın pik süt verim döneminde kalma süresini arttırır (Gabriella ve Virginia, 2007; Looper, 2012). Yağlı hayvanlarda daha zayıf olanlara göre yavrulama döneminde iştah problemleri görülebilir. Bu husus pik süt verim dönemine ulaşmayı geciktirir. Süt sığırlarında yem tüketiminin normal devamını sağlamak için yemleme düzeni ve sıklığı, çevre sıcaklığı, rasyon değişiklikleri, sosyal ilişkiler ve gruplama stratejileri ve rasyon nemi gibi konulara önem verilmelidir.

  1. Rasyon kaba/kesif yem oranı

Sağmal süt sığırı rasyonlarında normal süt yağ yüzdesini yakalamak için rasyon kaba yem oranının en az %40-60 arasında olmasına ihtiyaç vardır (Looper, 2012). Bu değerin altındaki kaba yem oranlarında rumende pH düşer, propiyonik asit üretimi artar ve selülozun sindirimi azalır. Bu yüzden rasyon kaba yem miktarı azaldıkça süt yağ yüzdesi azalır.İnce öğütülmüş kaba yemler süt yağ yüzdesini düşürmektedir. İnce öğütülmüş kaba yemler, parça büyüklüğü fazla olan kaba yemlere göre rumende fermantasyon esnasında daha yüksek seviyede propiyonat üretimine sebep olmaktadır.

  1. Karbonhidrat kaynağının etkileri

Eğer rasyon %60’dan daha fazla kaba yem içerirse yapısal olmayan karbonhidrat oranı düşmektedir. Dışkıda sindirilmemiş dane görülmesi ve dışkı pH’sının 6’nın altına düşmesi rasyon yapısal olmayan karbonhidrat oranındaki dengesizliğin bir işaretidir. Bu durumda, rasyonda danelerin bir kısmı yerine lif oranı yüksek yemler ikame edilebilir.

Yapısal olmayan karbonhidratların rasyondaki miktarı arttıkça sindirilebilirliklerinin yüksek olması nedeniyle artan üre miktarıyla birlikte sentezlenen mikrobiyal protein miktarı da artmaktadır. Buğday gibi hızlı fermente olabilir karbonhidrat içeren tahılların rasyondaki miktarı arttıkça süt yağ yüzdesi ve süt verimi düşer (Looper, 2012). Süt verimi ve süt kompozisyonunu maksimize etmek ve fermantasyonun en iyi şekilde gerçekleşmesini sağlamak için protein ve karbonhidrat kaynaklarını uygun oranlarda eşleştirmek ve yapısal olmayan karbonhidrat içeriğini kontrol etmek önemli hususlardır.

  1. Yemleme sıklığı: Yemleme sıklığı artıkça süt yağ kompozisyonu artış göstermektedir. Akşam saatlerinde serin havalarda yapılan yemleme ile kuru madde tüketimi artarak süt yağında artışlar şekillenmektedir.
  2. Rasyonun nem oranı: Rasyonun%50-55 nem oranında olması süt yağı pozitif etkilemektedir.
  1. Besleme dışındaki diğer faktörler:
  1. Mevsim: Süt yağ ve protein muhtevası, kış ve sonbahar aylarında en yüksek ilkbahar ve yaz aylarındaise en düşük düzeyde seyreder. Süt yağ ve protein yüzdesindeki bu düşüş, sıcaklık ve nem nedeniyle kuru madde tüketiminin ve dolayısıyla enerji alımının aksamasından kaynaklanmaktadır.
  2. Laktasyon safhası: Erken laktasyon döneminde 4.2 süt yağı yüksek seyrederek hayvanın vücut rezervlerinden karşılarken, orta laktasyon döneminde 3.5, düşük laktasyon döneminde 3.6 olarak değişim söz konusudur. 0,1-0,2 birimlik laktasyon dönemine göre değişimler görülebilmektedir.
  3. Hastalıklar: Süt kompozisyonuna etkisiyle ilgili olarak üzerinde en çok çalışma yapılan hastalık mastitis olup bu hastalığın genellikle süt yağını düşürdüğü ve süt yağ kompozisyonunu değiştirdiği bilinmektedir. Somatik hücre sayısının 180 binin altında olması gerekir, artarsa süt yağında düşüşler şekillenmektedir.
  4. Üretim seviyesi: Süt verimi ile süt yağ, protein ve mineral muhtevası arasında negatif bir ilişki vardır (Looper, 2012).Bu nedenle, süt verimi arttıkça süt kompozisyonu içerisinde yağ ve protein oranı düşer.
  5. Diğer faktörler: Barınak şartları, yataklık, stres faktörleri de süt yağını etkilemektedir.

Haşim Umut KOÇ

Veteriner Hekim

Proyem Teknik Destek Yöneticisi